31.08.2010

Dur ihtarı!


Arada bir... Hep değil, sık sık da değil ama arada bir durmalı.

Kendi kendine dur ihtarı vermeli. İhtara uymazsan vurmalı. Sen vurmazsan hayat vurur, bünye vurur, zihin vurur, ruh vurur bi yerden çıkar acısı illa ki. O yüzden bir durmalı, mola vermeli. (Durduğu zaman düşmekten ya da düşünmekten korkmayanlar için sözüm tabii).



Böyle anlarda en sevdiğim diyaloglardan biridir:



X insanı: Hişşş naber napıyosun?

Hij insanı: Duruyorum.

X insanı: ?!?!?!!



Soracak kişi olmasa bile sordurturum bazen, o derece.



(Son çıkılan tatilde, şezlong tepesinde, kitap okunmaz, müzik dinlenmez, yenmez içilmez, yüzülmez, hiçbir şey yapılmaz, ööyle denize bakılırken)

Hij insanı: Hişt! Hadi bana napıyosun de? De, de... Desene?

Seçil insanı: Nabıyosun?

Hij insanı: Duruyorum. Hahahahaaaa :))

Seçil insanı: Haah. Yandı devreler...



Eee işte yanar tabi. Yanmasın, sürmenaj olmasın diye arada bi soğutmak lazım. O kaynama noktasını tespit edip erken müdahale lazım. Yoksa yandıktan sonra toparlamak daha zor. Otoban ortasında su kaynatmış arabayla kalakalmak gibi, ara ki bulasın tamirci...



Sürekli koş koş nereye kadar? Saate bak-hesap yap-plan yap-proje yap-koş-yetiş-koş-gecik-itiş-kakış-dürtükle-dürtüklen-dirsek at-öne geç-atıl kurt!.. Sonra?

Sonrası yok.



Nerede gördüm/okudum/duydum hatırlamıyorum, sahibine atıfta bulunamayacağım affetsin beni ama şöyle bi aforizmaya rastlayıp pek beğenmiştim geçenlerde: "saat takmadan, saati takmadan yaşıyorum".

İşte öyle bi döneme girmek lazım arada bir. En azından bana lazım.



Giriyoruuuum...



Girdim!

2 yorum:

Curcuba dedi ki...

"saat takmadan, saati takmadan yaşıyorum" çok hoşuma gitti, başarabilenlere imreniyorum dönem dönem...ve şimdi de soru geliyor :
- napıyosun? :D

Hij dedi ki...

Aa iyiyim napiym :) Koşturmaca. Sen nabıyosun? Bloga o kadar nadir bakıyorum ki böyle..