14.06.2007

Topuğun kadar konuş!...





Kimine göre kısa sayılabilecek bir süredir içinde olduğum ve fakat benim ömrümden ömür gitmiş gibi hissettiğim iş hayatında dikkatimi çeken bir husus var ki, o da dişi kişilerin topuğudur sevgili blog.
Gayrı resmi giyim kuşamı rahatlıkla kaldırabilecek işyerleri dahil çoğu ortamda bazı hatunların ÇAKKIDI ÇUKKUDU seslerle, beş karış topukla yürüyüşleri başta sadece olayın ses boyutu yüzünden dikkatimi çekmişti. Ben kafa toplamaya çalışırken günde 85 kere masamın yanından çakıdık çakıdık geçen hatunların topuklarını kafalarına çakasım gelmişti ilk zamanlar... Derken fark ettim ki, maksat da zaten buymuş. Topukla birikte feminen görünmek, aynı zamanda "Ben geliyorum huleeyn savulun" sesleri çıkararak kafaların şöyle bir dönüp bakmasını sağlamak, bu sayede daha bir ciddiye alınmak. Tespitimi kendi üzerimde test ettiğimde de gördüm ki, fazla yüksek olmasa da en azından ince ve ses çıkarıcı bir topuk giydiğimde daha bir ciddiye alınıyorum sevgili blog! Ben aynı ben oysa ki. İş aynı iş, tavrım aynı tavır.

Tabii bu esnada yürüyüş de önemli, hızlı, yere sağlam basan adımlar olacak, öyle gezinir gibi ağır ağır, "cool cool" yürünmeyecek. Seri olunacak. Zaten postürün de otomatik olarak değişiyor yerden yükselince... Öyle ki, daha işe bile varmadan sabah yolda karşıdan karşıya geçerken araçlar yol veriyor, takım elbiseli adamlar saat soruyor!... Hadi saat sormayı anladık da, arabanın şoför mahalinden topuğu nasıl görüyorsun be adam el insaf?! Ofisin güvenlikçisi, mutfakçı amcası bile "bugün ne var? sende bir değişiklik var" diyor?! Senin için iş yapması gereken insanlar, topuklu olduğun günler normalden daha bir seri ve ciddi çalışıyor! Neticede dost daa düşman da ayağa bakıyor my dear blog.
O vakit bu insanlara şu aracı tavsiye ediyorum, onlar binsinler topuğuna biz çıkalım kerevetineee...


2.05.2007

In vino veritas


Sabah doldu göklere mavi mavi;

Doldur, ışık döker gibi kaseyi!

Acı olmasına acıdır şarap:

Ama gerçek acıdır demezler mi?